Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Beden ve Ruh

Beden ve Ruh
Yazar: Mustafa İri Senaryonun tamamına ruhsal bir derinlik hakim. Denebilir ki; yönetmen Enyedi, Doğu’dun destansı ve dilden dile dolaşan efsane aşklarına modern bir bakış getiriyor.

Soğuk ruhlu ve garip davranışlı Maria, kalite kontrol müdürü olarak şehrin en iyi mezbahanesine gelir. Orada bir kolu felçli Endre ile tanışır. İş arkadaşlıkları boyunca aralarındaki tuhaf yakınlaşmaya paralel olarak bağımsız şekilde doğadan görüntüler izleriz. Kendine eş arayan geyik,  Vergilius’un kır miti gibi sık sık böler filmi. Bir süre sonra rüyalarda buluşmalar başlar. Maria ve Endre artık hem gerçek yaşamda hem de düşsel olarak mistik bir serüvenin tam ortasına düşmüştür.

 

Macar sinemasının yüz akı ‘Beden ve Ruh’ işte böyle bir hikâyeden yola çıkıyor. Yönetmen Ildiko Enyedi ilgi gören filminde, aşkın doğası hakkında tahmin edilmesi güç yollardan ilerleyerek anlatıyor derdini. Yeşerdiği yuva olarak ruhsal aşkı hayvanların kesim evi yapan fikirden çok katmanlı bir düşünce yapısı ortaya çıkıyor haliyle. İlerleyen her dakika neler olabileceğini kestirmek çok güç. Sağlam midelerin bile izlerken zorlanacağı gerçek görüntülerin arasına tabiatın huzurlu sessizliğini koyarak sık sık mola veriyoruz. Bu uzun yolculuk ani uyanışlarla sekteye uğradığımız anlarda dayanılmaz bir parçalanmaya da sürüklüyor. Çekici kurgusu ile kendine özgü ilginç bir dengesi olan ‘Beden ve Ruh’, tıpkı adı gibi zıt bir ikilemden sağlam bir bütünlük yaratıyor. Bu yılki Altın Ayı’nın da sahibi olan film tüm dünya festivallerinin de gözdesi. Berlin dışında FIPRESCI’den de ödülü var.

 

Maria rolünde Alexandra Borbely kelimenin tam anlamıyla döktürüyor. En son 2011 yılında tuhaf  bir Hollanda filmi olan ‘Code Blue’da Bien de Moor bu denli sıra dışı ve olağanüstüydü. Uzaydan dünyaya düşmüş gibi boş gözlerle çok şey anlatan yapısıyla hem film hem de Borbely çok şey vaat ediyor. Partneri Geza Morcsanyi de en az onun kadar iyi. İkilinin sıradan ama o denli karmaşık bütünleşmesi, aşk hikâyesi okumalarında da kolaylık sağlıyor. Senaryonun karar değiştirip aşkın izini sürdüğü ikinci bölümünde sadeleşen bir yapı göze çarpıyor. Tazyikli suyla yıkanan kanlar bu kez başka bir acımasızlıkla insan etinden fışkırıyor. Aşkın ve saf sevginin tenle ve kanla ne kadar yakın, ne denli iç içe olduğunu hatırlatıyor. 

 

Senaryonun tamamına ruhsal bir derinlik hakim. Denebilir ki; yönetmen Enyedi, Doğu’dun destansı ve dilden dile dolaşan efsane aşklarına modern bir bakış getiriyor. Tüm sertliğiyle materyalist dünyanın göbeğinden göklerdeki son kalan yıldızı arıyor. Acı verici yalnızlığı, soğuk ormandaki karacanın buharlı nefesinde anımsıyor. Filmin büyük gücü, aşkın olanaksızlığını ifade ederken sofistik olduğu kadar gerçekle tutturduğu güçlü bağ. Ne diyordu Maria filmin sonunda?  ‘Dün gece rüya görmedim, ya sen?’

 

Ezbere bilinen yollara inat görkemli iç dünyasında fırtınalı bir hayat-memat kavgası başlatan kararlı rotasıyla ‘Beden ve Ruh’ benzersiz bir film. Avrupa sinemasının doyurucu ve boşluksuz işlerinden. İşkence koltuğunda karanfil koklamak kadar da değişik bir tecrübe. Keşke yanımdaki koltukta filmi kucak kucağa izleyen çift intihar sahnesinde kalkıp gitmemiş olsalardı. On dakikalık müthiş finali onlara izletmek isterdim. 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter