Popüler Sinema

Rama, özel bir SWAT timinde görevli çaylak polislerden biridir. Özel tim, Jakarta’nın varoşlarında bulunan, ünlü bir uyuşturucu baronunun korumasına aldığı binaya baskın düzenlemek için sabahın erken saatlerinde yola çıkar. Binadaki daireler şehrin en tehlikeli suçlularına kiraya verilmektedir. Polisin içeriye giremediği bina, suçlular için güvenli bir sığınaktır. Özel tim’in görevi binayı kontrol altına alıp uyuşturucu baronunu yakalamaktır. İlk başlarda işler yolunda gider. Altıncı kata kadar sorunsuz bir şekilde çıkarlar. Burada tuvalete kalkmış bir çocuk polisleri görür ve alarm düğmesine basar. Bundan sonra ortalık karışır. Binada ikamet eden bütün suçlular altıncı katta mahsur kalan özel tim elemanlarının peşine düşer. Kapılar kilitlenir, elektrikler kesilir. Baronun davetsiz misafirlerinden hiçbirini sağ bırakmaya niyeti yoktur. 

Galli yönetmen Evans, yönetmenliğini yaptığı üçüncü filmi Baskın’da, bir önceki filmi Merantau’da (2009) beraber çalıştığı dövüş sanatları yıldızı Iko Uwais ile tekrar bir araya gelmiş. Iko Uwais, çaylak polis Rama rolünde gene önüne geleni acımasızca döverek harikalar yaratıyor.

Baskın öyle senaryoyla, hikâyeyle falan fazla ilgilenmiyor. Bütün ilgi kapalı kapılar ardındaki binada ölümüne birbirleriyle dövüşen suçlular ile polisler üzerine odaklanıyor. Filmin belli noktalarında sürpriz olması hedeflenen birkaç numara var ama bu klişe ötesi numaralar filmin akışı içerisinde çok etkisiz kalıyor. Zaten bu zayıf sürprizler izleyicinin pek umurunda olmayacaktır. Baskın fragmanı ve sonrasında yayınlanan klipleriyle neyi hedeflediğini açık seçik ortaya koyuyor: katıksız bir dövüş ziyafeti. Ama ne dövüşler! 

Uyuşturucu baronunun iki korumasından biri olan Mad Dog isimli ufak tefek adam, daha perdede görünür görünmez izleyicinin nefretini kazanmakta fazla zorluk çekmiyor. Bir türlü ölmek bilmeyen Mad Dog ile çaylak polis Rama ve diğer koruma Jaka’nın üçlü olarak dövüştükleri bölüm filmin en yorucu ama en iddialı olduğu sahne diyebilirim. Bir hayli uzun süren bu dövüş sahnesi soluksuz izleniyor. Festivaldeki gösterimde bu uzun ama keyifli bölüm sona erdiğinde nefeslerini tutmuş seyirci kendini ancak alkışlarla salonu inleterek rahatlatabildi. 

İzin verirseniz, festival dahilindeki gösterimden de biraz bahsetmek istiyorum. Baskın’ı Kadıköy Rexx’de izledim. Salon çok dolu değildi ama ne izleyeceğinin farkında bir seyirci topluluğu vardı. Dolayısıyla çok keyifli bir gösterim oldu. Çok uzun zamandır böylesine coşkun bir seyirci topluluğu ile karşılaşmamıştım. Bana çocukluğumda Üsküdar Sunar’da izlediğim Bruş Li ve Kolsuz Kahraman Vankü filmlerindeki coşkuyu anımsattı. Birer birer kapanan çocukluğumun sinema salonları ile beraber hızla kaybolan sinema coşkusu, o gün Kadıköy Rexx’de tekrar hayat buldu. Sanki ufaktan bir ruh çağırma seansına katılmış gibiydim. Ey sinema coşkusu, geldiysen bir işaret ver. Aniden salonu inleten alkışlardan daha güzel işaret olur mu? 

Baskın’ın devamının hazırlıklarına şimdiden başlanmış. ‘Berandal’ ismini taşıyan devam filminin 2013’de vizyona girmesi planlanıyor. Ayrıca boş durmayan Hollywood da bir ‘yeniden yapım’ (remake) için kolları sıvamış durumda. 

Baskın, son yıllarda çekilmiş en gerçekçi dövüş filmlerinden biri. Soluk kesen, uçuk kaçık dövüş sahneleri ile dövüş filmi tutkunlarını fazlasıyla memnun edecektir. Mutlaka sinema salonunda izlenmesi gereken filmler vardır ya, işte Baskın onlardan biri. Hele bir de benim denk geldiğim gibi bir seyirci topluluğuna denk gelirseniz, tadından yenmeyecek bir dövüş ziyafeti sizleri bekliyor demektir. 

Murat Kızılca

twitter.com/mkizilca