Popüler Sinema

Yaşadığı bu sığ hayatı kafede tanıştığı Alina adındaki bir eskort kıza yapılan zulmü ve eziyeti ödetmek adına  Rus mafyasına bulaşmasıyla tamamen olmasa da değişecektir. Yaptığı riskli girişim, bir taraftan da McCall’un sünger çektiği geçmişine de uzanacaktır.

Yönetmenliğini Antoine Fuqua’nın yaptığı  ‘’İlk Gün’’ , Denzel Washington’a oynadığı pervasız ve yoz polis performansıyla Oscar’dan ziyade belli bir prestij kazandırmıştı. Adalet’te ise, karşısına çıkan rüşvetçi polisleri,mafya üyelerini, kendine has zaman düzeni ve Sherlock Holmes tarzı ön sezişlerle pataklayan Denzel Washington her sahnede izletmeyi becerse de aksiyon türü içerisinde değerlendirildiğinde yerinde sayıyor.Hikaye yapısı Taksi Şoförü,Sevginin Gücü filmlerini hatırlatsa da film, kilit noktadaki karakteri Alina’yı (Chloe Grace Moretz) önemsemeyerek McCall’un Rus mafyasını çökertmesi üzerine kurulu silsile, bu iki filmden yapı itibariyle ayrılıyor.Diğer türevlerinden ayrılmasıysa Denzel Washington’ın sempatik ve soğukkanlı performansı sayesinde oluşuyor. Televizyon gibi boş vakti olabildiğine harcayan bir araç yerine,’’ İhtiyar Adam ve Deniz’’, ‘’Don Kişot’’ gibi sayısız kitabın içinde kaybolarak vaktini değerlendirirken, insanlara yardım elini uzatıp bunu son derece mütevazı bir şekilde yapan ve rakiplerini mübalağlı koreografiler yerine dengeli bir şekilde yumruklayan bir aksiyon figürüne hayat vermesiyse bu anlamda cezbedici.

Gerilim ve aksiyonun spesifiklerini müzik kullanımıyla daha da güçlendiren film,finaldeki alet-edevat içeren kapışmalı bölüme kadar bu formülü başarılı bir şekilde sentezliyor.Finalin akışını sekteye uğratan handikaplar ise özen gösterilmemiş ışık kullanımı ve uzatılmış süresi oluyor. (Alet-edevatlı dövüş sahnesindeki yetersizlik cabası)

Son tahlilde daha detaylı bir şekilde bakarsak, Adalet, aynı adı taşıyan bir diziden ilham alınarak yapılmış ortalama bir aksiyon filmi.Oyunculuk performanslarıyla (Moretz döktürürken, kötü adam olarak izleyeceğimiz Martin Csoaks da bu minvalde yeni bir imaj yakalıyor.) seyri kuvvetlendirirken, daha çok Polat Alemdar ve Cüneyt Arkın gibi ikonlarda gördüğümüz, ‘ben tek-siz hepiniz’ kalıbı da işin matematiğine uygun olarak işliyor.Ama haliyle de yeni bir tarz yaratmayıp,ağızda tabir-i caizse kekremsi bir tat bıraksa da salondan tatmin edici bir şekilde ayrılmamızı sağlıyor.Biz yine de tüm bu olumsuz yanlarını bir kenara bırakalım. Zira, Adalet, son yıllarda izlediğimiz vasat konulu,noksan kompozisyonlu,gereksiz efektlerle dolu aksiyon filmlerine kıyasla ayakları yere basan bir film.Özellikle Denzel Washington’u aksiyon filmlerinde yeniden görmek isteyenler için bulunmaz bir hint kumaşı adeta.

Furkan Erkan

Twitter.com/FilmNotlari