Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Ayla

Ayla
Yazar: Özgün Mert

Kore savaşı 25 Haziran 1950 ile 27 Temmuz 1953 tarihleri arasında gerçekleşmiştir. Birleşmiş milletler Kore’ye müdahale kararı aldığında, Güney Kore’ye asker göndermeyi kabul eden ilk ülke Türkiye olmuştur.  Tuğgeneral Tahsin Yazıcı komutasındaki 5.090 kişilik 241. piyade alayı Kore savaşına katılmıştır ve 721 şehit verilmiştir. Kore savaşı sırasında geçen gerçek bir hikâyeyi anlatan ‘Ayla’ filmi de bu yılki Oscar ödüllerinde, en iyi yabancı film aday adayı oldu. Türk filmlerinin Oscar aday adaylığı ilk olarak 1964 yılında Metin Erksan’ın ‘Susuz Yaz’ filmiyle başlamıştı. Aday olmaya en çok yaklaşan film ise Nuri bilge Ceylan’ın ‘Üç Maymun’u olmuştu. Bakalım ‘Ayla’ bu sene aday olmayı başarabilecek mi?


‘ Ayla’ filminde Kore Savaşı'na asker olarak gönderilen Süleyman’ın (İsmail Hacıoğlu), savaş esnasında öksüz kalan küçük bir Koreli kızla sevgi dolu hikâyesi anlatılmaktadır. Ay ışığında bulduğu ay yüzlü Ayla’ya ( adını bu yüzden Ayla koyuyor) aylarca bakar, ancak savaş bittiğinde kimsesiz çocuğu Türkiye'ye götürmek istediğinde Kore yasalarının engeliyle karşılaşır.


Yönetmen Can Ulkay’ın ‘Sarıkamış Çocukları’ filminden sonraki ikinci projesi olan ‘Ayla’ izleyiciyi daha ilk dakikalardan itibaren içine çekiyor. Duygu sömürüsü yapmadan, duygulara hitap etmeyi başarıyor. Süleyman ast subayın küçük kızı bulduğu sahnede ufaklığın, ölen annesinin elini tutuşu ve bırakmak istemeyişi, ne kadar duygu yüklü bir film izleyeceğimizi bizlere gösteriyor. Buradaki ışık kullanımı da oldukça iyi. Ayrıca Hemen her sahnede gerçekçiliği hissediyorsunuz. Özellikle küçük kızla Süleyman astsubayın kurduğu ilişki, paylaşımları, Ayla’nın ondan bir saniye bile olsun ayrılmak istememesi, gece korkup onun yanına usulca sokulup uyuması, kitap okudukları bir bölümde anne yok, kardeş yok sadece baba var demesi ve ona sarılması,  çok güzel tasarlanmış sahneler. Yaşadığı travmadan dolayı ana dilini konuşamayan Ayla’nın Türkçe öğrenmesi, askerler gibi davranıp selam vermesi de çok güzel ayrıntılar olarak karşımıza çıkıyor. Film akışı içersinde eğlenceli sahnelerle, dramı çok güzel harmanlamış. Duygu seline yakalandığınız bir sahnede bir anda gülebiliyorsunuz. Bir de hiç beklenmeyen anlarda, karşılaşılan olaylar filmin ivmesinin hiş düşmemesini sağlıyor, vurulma sahnelerinin gerçekçiliği ise seyirciyi etkisi altına alıyor.


Filmin oyuncu kadrosu ise bir birinden ünlü isimlerden oluşuyor. İsmail Hacıoğlu, Çetin Tekindor, Meral Çetinkaya, Murat Yıldırım, Ali Atay, Taner Birsel, Damla Sönmez, Caner Kurtaran, Büşra Develi… Bunların yanı sıra kısa rolleriyle Altan Erkekli ve Nilgün Kasapbaşoğlu. Her bir oyuncu, gerçekten o karakter olduğunu seyirciye hissettiriyor. Koreli çocuk oyuncu Kim Seol’e ise ayrı bir parantez açmak gerekiyor, o nasıl bir mimik kullanımıdır, o nasıl bir duyguyu hissederek oynamaktır, tek kelimeyle mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. Marilyn Monroe’u canlandıran aktris de kendisine çok benziyor, izlerken gerçekten o zannediyorsunuz. Fahir Atakoğlu’nun müzikleri ise filmdeki duygusallığı kat be kat artırıyor. 


Ayla filmi son yıllarda vizyona giren en duygu yüklü filmlerden biri olarak dikkat çekiyor, Oscar sürecinde de umarım mutlu sona ulaşılır ve Türkiye’ye ilk heykelciği kazandırır çünkü bunu sonuna kadar hak ediyor.  

Etiketler: ayla, eleştiri, özgün mert

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter