Popüler Sinema
ATM: Acayip, Tuhaf ve Manidar
|
(3.5/10)
Üye: Alper Turgut
|
“Uyarısız Şiddet: ATM” filmiyle ilgi söyleyeceğim ilk şey, tek kelimeyle fiyasko olduğudur. Bu saçma sapan filmin, yola çıktığı gerilim ve korku türü ile her hangi bir alakası yok, bankamatik, paramatik vs. üzerinden zengin sınıfa ve kapitalizme giydirmeyi direkt hedeflemediği de malum... Üstelik senaryo facia, diyaloglar kötü, oyunculuklar dökülüyor, kurgu desen evlere şenlik ve nihayetinde berbat bir final. Vasatı bile tutturamayan, salt gişeyi düşünen, az maliyetle çok kazanayım diyen sıradan bir yapım bu, özetle. İzleyici deneme tahtası değildir ve yaptığı işe özenmeyen, seyirciye de asla saygı duymaz. |
Yaz aylarında korku ve gerilim filmlerin istilasına uğruyoruz demenin bir mantığı da yok, bu bilinen ve gözle görülen bir gerçek ve elbette bir bölümü vizyona giren, kalanı korsana düşen bu yapımların ekseriyetle kötü olduğu da aşikar. Adrenalinden bihaber bu filmlerin, baştan savma, görece komik ve hemen hemen birbirinin aynı olması da başka bir mevzu... Biz ATM'ye geri dönelim, para çekelim. Filme gireceğiz çünkü... Evet, ilk uzun metraj kurmaca filmini çeken David Brooks ile etkileyici “Toprak Altında” (Buried) filminin senaristi Chris Sparling'in işbirliğiyle ATM ortaya çıktı. Alice Eve, Josh Peck ve Brian Geraghty, filmin üç ana karakterini canlandırıyorlar ya da canlandıramıyorlar, tam olarak bilemedim. Öyle kötü oynamışlar ki... İnanılmaz. Aslında filmin adının ATM olması, parlak bir fikir, ismiyle bile cezbedici, orası kesin.
Filmin ilk 20 dakikası, aksiyondan muaf, tıngır mıngır ilerliyor, sonra biri kadın üç kişi, gecenin köründe bir ATM'nin önüne çekiyorlar arabalarını, önce biri içeri giriyor, sonra diğeri, ardından da sonuncu dalıyor camekan kulübeye... Tam dışarı çıkacakken, yüzü maskeli ve kocaman bir parka giyen gizemli bir adam görüyorlar. Bu iri yarı eleman, köpeğini gezdirmeye çıkaran bir adamı öldürünce, bizim üçlü haliyle tırsıyor ve ATM'de kalıp, plan yapmayı deniyorlar. Arabayı uzağa çektikleri yetmiyor, cep telefonlarını da yanlarına almamışlar, mont ve kabanları da yok, hava ise eksi 6 derecede... Yani bu sersemlerin, belaya davetiye çıkarmakta üstlerine yok. Arabaya ulaşma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanıyor, gizemli katil, arada bir gece bekçisini öldürüyor, kahramanlarımız da aynı parkayı giyen ve ATM'ye giren bir adamın canını alıyor. Birbirlerine düşmekte gecikmiyorlar, kuş uçmaz kervan geçmez ATM'de yaşam savaşı başlıyor.
Camdan bir hücreye dönüşen ATM, para işiyle uğraşan bu tiplere mezar olacak mıdır? Harbiden manidar, adamın onların peşine düşme nedeni, böylece ortaya çıkıyor. Kuşkusuz, filmin tek doğru noktası bu, ama ötesinde toparlayamadığına ve son sürat duvara çaptığına göre, yanlışların içinde doğruyu bulsan ne yazar. Özetle; uzak durun!
Alper Turgut
