Popüler Sinema

80'li yıllarda doğanların sinema izledikleri ilk film olarak da tanımlayabileceğimiz "Aslan Kral" yıllar sonra yeniden sinemaya uyarlandı. Ancak bu kez çizgi film olarak değil de, sinemada kilometre taşı sayılabilecek yepyeni bir animasyon tekniğiyle. 

Hikayeye aşinayız ama bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Babası Kral Mufasa’yı örnek alan Simba, kaderinin yolundan gitmeyi seçer. Ancak, bu yavru aslanın gelişini kraliyetteki herkes sıcak karşılamaz. Mufasa’nın kardeşi ve tahtın önceki varisi olan Scar, plânlarını yapmıştır. Yıkıma dönüşen Pride Rock savaşı, Simba’nın sürülmesine sebep olur. Simba, arkadaşlarının da yardımıyla, büyümenin ve ona ait olanları geri almanın yolunu bulmalıdır.

Aslan Kral, aslında Shakespeare'in "Hamlet" hikayesi. Amca, kral olan babayı ortadan kaldırıp veliaht prensi de devreden çıkartarak kraliçeyi zorla elde eder. Prens ise amcadan intikam alır. Yıllardır edebiyatın, tiyatronun ve sinemanın sıkça kullandığı bu kalıp Aslan Kral'da da işe yarayan bir formül olarak uygulandı. 94 yılında vizyona giren çizgi film versiyonuyla büyük karlar elde eden Disney, aradan geçen çeyrek asır sonunda efsane filmi yeniden yapmaya karar verdi. Aslan Kral'ın orijinalinin fanları bu fikre ısrarla karşı çıksa da kanımca bu yeni yapımın önemi zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacak. Zira bu film sinema tarihinde bir kilometre taşı olarak yerini alacak! Neden mi? 

Aslan Kral'ın yönetmeni Jon Favreau (Ki kendisi Iron Man 1 ve 2'nin de yönetmenidir) 2016 yılında çektiği "Jungle Book" filminde ilk kez hayvanları birer oyuncu gibi izlememizi sağlayan "live action" denen bir teknik kullandı. Hayvanlar, tıpkı fabllarda ya da çizgi filmlerde olduğu gibi konuşabiliyorlardı. Bu zorlu teknik Aslan Kral filmiyle iyice rayına oturmuş ve kusursuz hale gelmiş. Bu ne mi demek? Bundan sonra bilgisayar efektleri sayesinde her şey doğal bir oyuncu haline gelebilecek. Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan deepfake efektine şaşırmakta haklıyız. Jim Carrey'in suratının Jack Nicholson'un "Cinnet" filminde canlandırdığı Jack Torrance karakterinin suratına nakledildiği kısa videoyu izlediğimde adeta dehşete kapılmıştım. Çok başarılıydı. Bu tarz hamleler sinemanın tazeleneceği anlamına gelmiyor elbette ama örneğin rahmetli Bruce Lee'nin başrolünde oynadığı ve yepyeni bir film izlemek artık olası olacak. Robert De Niro bir stüdyoyla anlaşma yapıp, yüzünün kullanılmasına izin vererek, sete hiç gitmeden bir filmde rol alabilecek. Örnekler elbette çoğaltılabilir. Seyirciyi bu anlamda yeni günler ve sürprizler bekliyor. 

Filme dönecek olursak, bu teknolojinin şimdilik en iyi kullanılan yapımı olarak gördüğüm Aslan Kral çocuk seyirciyi çok etkilemeyebilir. Zira Aslan Kral hikayesini bilmeyen yeni nesil çocuklar ve gençler oyunculuk yapan gerçek hayvanları!? izlerken pek zevk almayabilirler. Biraz abartacak olursam onlar için rol yapan hayvanların yer aldığı bir National Geographic belgeseli gibi... Ancak, Aslan Kral efsanesini iyi bilen ve zamanında filmi sinemada izlemiş olan nesil, çocuklarını alarak yeni yapıma gideceklerdir. Bu, bir nevi iki kuşağı birleştiren coşkulu bir kutlama... 

Filmin seslendirme kadrosunda James Earl Jones, Donald Glover, Seth Rogen, Billy Eichner, Chiwetel Ejiofor, John Oliver ve Beyonce gibi önemli isimler var. İlk filmde çalışan James Earl Jones, Hans Zimmer ve Elton John haricinde tüm kadro yeni... Son yıllarda yeniden atılım yapan ve birçok film şirketini bünyesine katan Disney'in 250 milyon dolara mal ettiği ve çok önem verdiği bu proje için gişe beklentisi de oldukça yüksek. Ki bu parayı rahat rahat çıkartırlar. Yapımla ilgili olumsuz olarak gözüme batan tek şey filmin ortalarında düşen tempo... İlk film 88 dakika iken yenisi 118 dakika... Aradaki 30 dakikalık fark filmin ritmini özellikle de ortalarda bir hayli aşağı çekiyor. 

Tekrar ediyorum. Aslan Kral, sinema için bir öncü, bir kilometre taşı... Bir Aslan Kral fanatiği iseniz, fanatizminizi mutlaka evde bırakarak sinemaya gidip izleyin derim. 

twitter.com/firatsayici