Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

"Anthropoid" / Savaşın “insanımsı” bir tarafı yoktur

:: Videolar "Anthropoid" / Savaşın “insanımsı” bir tarafı yoktur
(7.0/10)
Yazar: Deniz Çobaner
Yaşanmış olayları sinemaya uyarlama bir yerde tarihi sorumluluğu olan bir işe dönüşebiliyor. Sean Ellis bu sorumluluğun bilincinde görünüyor. Fakat yine de hikâyesini fazla suya sabuna dokunmadan anlatmayı tercih ediyor.

2. Dünya Savaşı, neredeyse her sene en az bir filmin konusu olarak kendine vizyon şansı buluyor. Hollywood’un “tutan” senaryoları filmleştirip satmak konusunda sağlam dallarından olan bu konunun alternatif sinemalarda da örneklerini bulmak mümkün. Bu örneklerden biri de Cashback filmi ile 2006 yılında dikkatleri üstüne çeken yönetmen Sean Ellis’in gerçek olaylara dayandırdığı Anthropoid(2016) oldu. 


 

Anthropoid’in konusu kısaca şöyle: 2. Dünya Savaşı Doğu Cephe’sinde Nazi askerleri Çekoslavakya’yı işgal etmiş ve birliklerini Prag’da konumlandırmıştır.Bu birliklerin başında bulunan, Prag Kasabı lakabıyla soykırımın mimarlarından biri olarak bilinen ve Hitler’den sonra en yüksek 3. rütbeye sahip olan General Reinhard Heydrich’in suikastı emri, hazırlıklar ve suikast ise filmin ana omurgasını oluşturuyor. 2 Çek direnişçinin Londra’dan aldıkları bu emri gerçekleştirmek için Prag’a paraşütle inmesini takip eden olaylar aşk, arkadaşlık, yoldaşlık, edilgenlik ve savaş psikolojisi gibi alt hikâyelerle zenginleştirilmiş. Suikast görevini alan 2 direnişçiden Josef Gabcík daha olgun ve görevini daha ciddiye alan, sert bir kişilik gösteriyor. Diğer direnişçi Jan Kubis ise görev bilinci ve vatanseverliği kuvvetli olsa da daha toy bir karaktere sahip. Bu ikilinin zamanla daha da belirginleşen birbirini tamamlama durumu asıl güçlü birlikteliği oluşturuyor. Ne kadar görevleri kesin ve ölümcül olsa da insan olmanın getirdiği duygulardan sıyrılmamaları izleyiciyi hikayeye daha derinden bağlıyor.


 

Yaşanmış olayları sinemaya uyarlama bir yerde tarihi sorumluluğu olan bir işe dönüşebiliyor. Sean Ellis bu sorumluluğun bilincinde görünüyor. Fakat yine de hikâyesini fazla suya sabuna dokunmadan anlatmayı tercih ediyor. Filmin etkileyiciliği ağırlıklı olarak anlattığı hikâye ve gerçeklikten geliyor. Ellis bu noktada fikir belirtmekten ziyade genel-geçer tarih bilgilerinin ardına sığınıyor. Yine de Josef ve Jan karakterlerinin unutulmaması için gösterdiği çaba olumlu eleştirileri hak ediyor. Bu ikilinin içinde bulunduğu direnişçiler ağzından dökülen her şey, aynı zamanda senaryonun yardımcı yazarlığını yapan Sean Ellis’in tutumunu yansıtan bir paravan görevi görüyor.

 

Görüntü ve çekim açıları Sean Ellis’in dünyaya bakış açısı ve tavrından enstantaneler sunuyor. Cashback ve Metro Manila’da da bariz bir şekilde hissedilen hümanist, sanatsal ve estetik duruş, bu filmde de kendini gösteriyor. Şiddet yüklü sahnelerde insan çığlıkları yerine kullanılan dingin müzikler izleyicinin acısından yararlanmak yerine onları naif bir şekilde korumayı amaçlıyor.  Vintage-toprak tonlu filtreleri ile de kronolojinin altını çizerken, temiz ve nostaljik şehir görselleri sunuyor. 


 

Senaryo ve sinematografi açısından kabul edilir başarı gösteren Anthropoid, cast seçimi ve oyunculukta sınıfta kalıyor. Yalnız Cillian Murphy ve Anna Geislerová’nın istisna olduğunu belirtmekte fayda var. Cillian Murphy tekinsiz tavrı ile yine gerilimi had safhaya taşımasını çok iyi biliyor. Anna Gieslerová ise  köklerini aldığı toprakların Lenka’sı ile dikkatleri üzerinde topluyor.

 

The Assasination(1965) ve Operation Daybreak(1975) gibi benzer kaygılar güden filmlerin yanında zayıf kalsa da gösterilen çaba eli yüzü düzgün bir Nazi - savaş filmi ortaya koyuyor. Türü sevenler için tercih edilesi  olan Anthropoid, daha fazlasını vaat etmekten uzak, etkileyici fakat unutulmaya mahkûm bir seyirlik sunuyor. 

 

Twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter