Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

A Dark Song

A Dark Song
(6.5/10)
Yazar: Deniz Çobaner

A Dark Song, son yıllarda festivallerde daha da sık karşılaştığımız arthouse korku filmlerinden biri. Yönetmen ve senaristliğini Liam Gavin’in yaptığı film, klasik korku-gerilim filmlerinden çok şey içerse de işlenişin 4.boyutuyla bambaşka bir türe evriliyor. Let The Right One In, A Girl Walks Home Alone At Night ya da The VVitch gibi filmlerin ortak atmosferini ve ruhunu taşıyan film, yönetmenin ilk uzun metraj deneyimi olma özelliği de taşıyor. 


Hikaye örgüsüne bakıldığında -parçaları birleştirerek izleyicinin filmin sonlarına doğru toparlayacağı şekilde- çocuğu ölen bir annenin kaybedeceği hiç bir şeyin kalmaması ve her şeyi riske atıp ölen oğluyla görüşme isteği ana gövdeyi oluşturuyor. Çocuğun nasıl öldüğü ise birkaç ipucuyla birlikte izleyicinin hayal gücüne bırakılarak kişisel korku deneyimine sırtını yaslıyor. Anne Sophia, metruk bir ev ve Solomon adında bir okültist(gizbilimci)’i bir araya getirip, uzun soluklu ve insanın sınırlarını zorlayan bir ritüel ile nihai amacına ulaşmaya çalışıyor.

 

İngiliz yapımı olan A Dark Song’un çekimleri Dublin’in şehir merkezinden uzak, geleneksel bir çiftlik evinde tamamlanmış. Evin ve çevrenin atmosferi hikaye için biçilmiş kaftan niteliği taşıyor. Mekânın tek başına kalmışlık, bu dünyadan bağlarını koparmış olma durumuna uyumu, ayinin “mühürlenmiş olma hali”ni her şeyden daha çok destekliyor. Oldukça büyük bir kısmı bu evde geçen filmin tek mekân filmi olduğu söylenebilir. Ritüelin farklı evrelerini temsil eden farklı odaları dış mekândan ve aslında dünyadan bağlarını koparmış kendi içinde yeni bir “dünya” olma özelliği gösteriyor. Modern dünya ile bütünleşmiş nesnelerin kısıtlı kullanımı da aynı zamanda dünyadan bağlarını koparma, alternatif bir evrende yer alma fikrini destekler nitelikte.

 

Oyuncu kadrosu neredeyse 2 ana karakterden oluşan filmde performanslar ortalamanın üzerinde. Joseph Solomon adındaki okültisti canlandıran Steve Oram, zaman zaman aşırı teatral tavırları ile izleyicinin dikkatini dağıtsa da çoğunlukla dengeli ve inanılabilir bir oyunculuk çıkarmış. Sophia rolündeki Catherine Walker ise duvar gibi yüz ifadesi, buzdan bakışları ve öfkesi ile karakteri ete kemiğe büründürmede çok daha iyi bir iş çıkarmış. 

 

Filmin yönetmenin ilk uzun metrajlı filmi olduğuna daha önce de değinmiştik. Öncesinde çeşitli filmlerin sanat departmanında görev alan Liam Gavin’in bu tecrübesinin meyvelerini kendi filminde almaya başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Kullanılan renkler, kapalı mekânların grafik ve mimari tasarımı ile kullanılan objeler ayinin içinde yaşama durumunu izleyiciye geçirmede en büyük etkeni oluşturmuş. Satır aralarında verilen bilgilerin ve işaret edilen kaynaklara çok daha fazla hâkim olan izleyici için ortalama bir korku filmi izleyicisinden daha fazlasını ifade ettiği semboller yalın halleriyle de estetik içeren bir kompozisyona, bir sanat eserine dönüşmüş.  

 

A Dark Song alışılagelmişin dışında bir korku filmi ya da korku filmi postunun altında yas ve iyileşme hikâyesi.  Sophia’nın değişimi, aylar süren bir evrenin son durağı. Bütün o Abramelin ritüelleri, sınırları zorlayan iki dünya arası ayinler, melekler,  şeytanlar ve ruhlar asıl sonuca ulaşmada aracılar. Yine de bu düşünsel durum filmin ürkütücülüğünün önüne geçen bir öge değil. Korku hissini efektler, bilgisayar hileleri ya da plastik makyajlı ete kemiğe bürünmüş kötülerle değil de bilinmezlikle sağlaması uzun süreli ve bilinçaltına yönelik bir korku deneyimi yaşatmasını sağlıyor. Sesi duyulan, varlığı nefes gibi hissedilen korku ögesi, zihnin duvarlarına çarpıp gitgide büyüyen dalgalar halinde izleyiciyi etkisi altına alıyor. 

 

Sonuç olarak popüler korku-severlerin pek hazzetmeyeceği fakat cevaplardan çok sorularla, işaretlerle kendi yolunu çizmekten, filmleri bitiminden sonra da zihninde devam ettiren izleyici için keyif verici bir film A Dark Song. Filmin sonunun süreci baltalamış olma gerçeği üzücü olsa da bir şans verilmesinde fayda var. 

 

twitter.com/tuzluk_arch

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Emre Ahmet Seçmen: “Bu belgesel için 53 r...

Fırat Sayıcı

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter