Popüler Sinema

Cloverfield (Canavar, 2008), buluntu korku filmleri arasında farklı bir yere sahiptir. Aniden ortaya çıkan ve şehri altüst eden bir canavar ile ondan kaçmaya çalışan birkaç arkadaşın hikayesini, el kamerasıyla çekilmesine rağmen başarılı bir görsellikle aktarıyordu. Yapımcısı J.J. Abrams ve isminden dolayı devamı gibi görünen 10 Cloverfield Lane (Cloverfield Yolu No:10) ise daha çok psikolojik gerilim havasında ilerleyen klostrofobik bir film.

Araba kazası geçiren Michelle, oraya nasıl geldiğini bilmediği bir bodrum katında uyanır. Kaçırıldığını zanneder ama düşündüğünden daha karmaşık bir olayın içine düşmüştür. Kaza yerinden onu kendi evine getiren Howard’ın anlattığına göre; solunduğunda insana zarar verecek kadar havayı kirleten kimyasal bir saldırı olmuştur ve dünyadaki herkes ölmüştür. İleride olabilecek bir saldırıya karşı yıllar öncesinden önlemini alan Howard ile Michelle ve Emmett hayatta kalmıştır. Kısaca “Bu evden çıkan ölür.” ana fikrini taşıyan, bilimkurgu dozu yüksek hikaye, Michelle’e pek inandırıcı gelmez ve oradan en kısa sürede ayrılmak için yollar aramaya başlar. Fakat kaçmak, sandığı kadar kolay olmayacaktır. Emmett’ın da Howard’ın komplo teorilerini onaylaması, soru işaretlerini de beraberinde getirir. Acaba Howard’ın dediği gibi dünya kıyametin eşiğine mi gelmiştir, yoksa bir psikopatla kapana mı kısılmıştır?

Üç kişinin etrafında şekillenen film, gerilim, korku ve bilimkurgu türlerine sırayla geçiş yapıyor, merak unsurunu ön planda tutarak izleyiciyi sıkmadan ilerliyor. Daniel Trachtenberg’in ilk uzun metraj çalışması olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda 10 Cloverfield Lane filmi, şaşırtıcı bir olay örgüsüne sahip. İzleyiciye sürekli ipuçları sunuluyor ve tam olayın çözüldüğü düşünülürken başka bir ipucu, bütün bildiklerimizi yerle bir edebiliyor. 

Filmin ana karakteri Michelle (Mary Elizabeth Winstead) ama yan karakter olmasına rağmen gizemli tavırlarıyla Howard daha çok dikkat çekiyor. Askeriyeden gelme olduğu için kuralcı ve paranoyak olan Howard’ı, John Goodman başarıyla canlandırıyor. Sakin ve kontrollü biri olduğu halde koyduğu kurallar çiğnendiğinde delirmesi, Michelle ile özdeşleşebilmeye imkan sağlıyor. Böylece izleyici de kadın kahramanın sığınaktan kaçma çabalarını diken üstünde takip ediyor. Ama yine de film, elinde sadece üç karakter bulundurmasına rağmen onların geçmişi hakkında kapsamlı bir bilgi vermiyor.

Sinemada sıklıkla karşımıza çıkan kıyamet paranoyasını temel alan 10 Cloverfield Lane, fragmanından daha fazlasını vaat eden nadir filmlerden biri. Üç farklı film izliyormuş hissi uyandıran yapım, gerilim ve korku türlerini birbirine bağlarken dramatik yönden sıkıntı yaşatmıyor ancak bilimkurgu kısmı için aynı şeyi söylemek pek de mümkün değil. Biraz abartılı olan bu bölüm düşük bütçeli korku filminden çok, gişe filmine ait olan bir sahne izlenimi bırakıyor. Ama yine de gerilime odaklanan bir filmde böyle bir sekansın yer alması izleyiciye ilginç bir deneyim yaşatacaktır.

Twitter.com/mugeibrikci