Popüler Sinema

Paylaş
Ekran

Kötü Yol, kötü yola “düştü”

Kötü Yol, kötü yola “düştü”
Üye: Gizem Merve Kaboğlu “Kötü yol” ekranların çiçeği burnunda işlerinden. İlker Aksum, Şükran Ovalı, Cansel Elçin ve Ezgi Mola’nın rol aldığı dizi bir şöhret hikayesi... Bu nedenle, genç kadının şöhret olacağı varsayımıyla reytingi garanti. Sosyal mobilite üzerinden bakıldığında bu tür işler izleyiciye umut veren ve köşeyi dönme umudunu canlı tuturak seyircinin sistem içinde isyanını önleyen ideolojik bir mesaj yığınları... (Adını Feriha Koydum, Hanımın Çiftliği, İffet, hatta Muhteşem Yüzyıl bu yükseliş hikayelerine örnek)

Daha önce blogumda yazmıştım, şimdi 3. bölümdeki yeni vurgularla bu noktayı daha da zenginleştirmek istiyorum. Kötü Yol’da yeniden üretilen mesajlardan biri de “bekaret” konusu. 

 

(Yazılarımda cinsiyetçilik konusuna sık sık değindiğim için kimi zaman tepki alsam da yazıyorum, bir şeyler değişene kadar da yazmaya devam edeceğim. Gerçi en ünlü televizyon eleştirmenlerinin bile cinsiyetçi yazılarla olimpiyat yayınlarını eleştirdiği bir ülkede yayınların cinsiyetçi olmamasını beklemek biraz fazla iyimser oluyor, neyse...)

 

İkinci bölümde Nuran (Şükran Ovalı) ile Ayten (Nilüfer Açıkalın) dertleşirken Nuran genç kadına Reşat'la (İlker Aksum) cinsel birliktelik yaşamadığını anlattı. "Kızlığımı ne Reşat'a ne de başkasına verecek kadar aptal değilim" dedi övünerek… Ben de konuyu “Bir kadın kendi değerini bekaretiyle ölçüyor ve değerini kaybedecek kadar aptal olmadığını adeta ilan ediyor. Olacak iş değil!” satırlarıyla eleştirmiştim. 

 

 

Dizide bu hafta yayınlanan bir başka sahne ise yayından adeta günler önce yazdığım bu tespitin ilanıydı. Ayten gittikleri pahalı mekanda yalnızca çay isteyince Nuran “Kuru kuru çay istemeseydik keşke” gibi bir öneride bulundu. Ayten’in cevabı aynen şöyleydi: “O(garson) bozulmasın diye cüzdanımın bekaretini bozamam.” Genç  bir kadına bekaretini birine teslim etmemesi için öğütte bulunan “olgun” kadının cüzdanının bekaretini de en az onunki kadar önemsemesine şaşmamalı tabi...  

 

Dizinin sonuna doğru Nuran’I kötü yola düşürmeye çalışan iki “müstakbel tecavüzcü” karakterin konuşmaları da ibretlikti “Kız mıdır acaba” diyordu biri, öteki ise “Kız değilse zaten at çöpe” diye cevap veriyordu. “Al bu zihniyeti at çöpe!" diye haykırdım izlerken! 

 

Dizinin roman uyarlaması olduğunu biliyoruz, dizide henüz Reşat’la Nuran arasında bir birliktelik yaşanmadığını da... Peki neden biz bu vurguya bu derece maruz kalıyoruz! “İyi de roman uyarlaması, nasıl değiştirsinler” demeyin… Diziye sıfırdan, romanda olmayan bir karakter (Cansel Elçin’in canlandırdığı Kenan romanda yer almıyor) ekleyen senaristler isteselerdi bu vurguyu yapmayabilirlerdi. 

 

Karakterlerin altyapısına bakıldığında onların bu diyalogları aslında “normal”, o karakterler bekarete hayati değer verebilir. Ancak iki kadının altını çize çize birkaç sahnede bekaret konusunu açıp değer olarak defalarca dillendirmeleri anormal. Hele ki bir hafta aileden tecavüz odası, diğer hafta aile içi tecavüze bekaretin bozulmadığı gerekçesiyle ceza indirimi yapıldığı haberlerini okuduğumuz Türkiye’de bir sosyolog, bir tv eleştirmeni ve en çok da kadın olarak bir kadın yönetmenin yönettiği ve kimi zaman iki kadın karakter arasında geçen bu diyaloglardan rahatsız olduğumu yazmak zorundayım. Dileğim gelecek bölümde bekareti bozulacak “bir nesne” üzerinden örnekleme yapılmaması ve tabi senaryoda dahi olsa kadının nesneleştirilmemesi... 

 

 

Dizilerde gurme devri


Vedat Milor ve Mehmet Yaşin’in ekranlarda efsaneleşen gurme programları dizilere de girdi. Dikkatimi çeken dizileri sizlerle paylaşayım hemen, Annem Uyurken’de yabancı bir gurmenin kameralarla lokumcuyu ziyareti dizinin bir bölümünde uzunca yer edinmişti, İşler Güçler’de Murat Cemcir’in röportaj yaptığı Murat Serezli’nin sunucu tiplemesi gurme programı yapıyordu, Sultan dizisinde Aydın Boysan kahvaltıcıları ziyaret etti ve tabi yine gelenek bozulmadı o da gurme programı yapan bir sunucu rolündeydi. Aslında dizilerde yer alan bu nokta, damak profesyonelliğinin meslek olarak kabul gördüğünün ilanı... 

Vedat Milor’un reklamlarda rol alması, cvsinin internette elden ele dolaşması da aynı kabulün örneği. Bir de Vedat Milor’un içimizden biri gibi iştahla yemek yemesi, tüm elit duruşunun yanında esnaf lokantasına olan sevdasını sürekli dillendirmesi izleyicide Milor’a uyanan ilgiyi daha da arttırıyor.  Yemek ve şarap otoritesi Vedat Milor’un uzmanlığını açıkça gösterse de bunu ukalaca yapmaması, yemek yerken ağzını şapırdatmaktan gocunmaması ve her şeyden önce yalnızca elit mekanları ziyaret etmemesi popülerliğinin ve sevilmesinin en önemli nedeni bence. 

 

Özetle, bir dönem nasıl her dizide Yemekteyiz programına konuk olunuyorsa (Avrupa Yakası ve Olacak O kadar ’dan hatırlayabilirsiniz) şimdi de kabul gören, moda olan gurme programlarının her dizide birer örneğini görüyoruz. Uzun dizilerdekonu tıkandıkça bir şov içeriği yerleştiriveriyorlar diziye, bakalım sırada hangi programlar var?

 

 

Gizem Merve Kaboğlu

 

twittter.com/gizemkaboglu

 

[email protected]

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

RÖPORTAJLAR

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Cüneyt Karakuş: "Bu filmde ses rengi...

Fırat Sayıcı

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Salvatore Schirmo: "İtalyan sineması...

Fırat Sayıcı

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Seda Aktaş: “Kitlesel fonlama, film üreti...

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter