Popüler Sinema

Karagül'ü Halfeti'de çeken Avşar Film, Kasım ayında Artvin'de bir dizi çekmeye hazırlanıyor. Sonrasında da Kıbrıs'ta bir komedi dizisi çekeceğini açıklayan Şükrü Avşar ayrıca yönetmenliğini Özcan Deniz'e emanet edeceği başka bir iş daha yapacak. Bu yıl çok ses getiren (nedense) Evim Sensin'in yapımcı şirketi de Avşar Film'di. Özcan Deniz aslında uyarlama bir film çekmek istemiyordu ama Şükrü Avşar yıllar sonra Evim Sensin için Deniz'i razı ediyor ve film çekiliyor. Bildiğiniz gibi filmin hatırı sayılır bir izleyicisi olmuştu. Ben de sinemaya gidip izleyenlerdenim filmi.  Patlamış mısırım, vişneli sodam ve yanımda arkadaşımla, herkes filmde gözyaşlarına boğulurken biz gülmekten ölüyorduk! Niyeyse hiç anlayamadığım şekilde bütün millet sevmişti Evim Sensin'i, biz hariç! Üstelik bir de salondan çıkarken önümüzde oturan ağlak kadın tarafından azarlanınca bizde bir tuhaflık olduğuna karar verip hızlıca uzaklaşmıştık karanlıklara doğru. Tek tesellim filmi, biletleri 4 Lira olan Garnizon Sineması'nda izleyerek en azından verdiğimiz paraya üzülmemiş olmamızdı. Bir televizyon yazarı olarak arada böyle, filmlerden yazmak da rahatlatıyor canım insanı. Zira izlediğim kötü veya iyi filmleri yazamıyor olmak şişiriyor beni. Çaktırmadan yazdım işte rahatladım.

Üç projeden bahsettik değil mi? Geriye kaldı dört. Çok eskiden (bana göre eskiden tabii) 1985'te TRT'de yayınlanan çok güzel bir dizi vardı; Bugünün Saraylısı. Ahmet Mekin ve Sema Yunak'ın başrollerinde olduğu Bugünün Saraylısı, Türk televizyonlarına ''en uzun süren dizi'' ünvanıyla iş yapmış olan Bizimkiler'den bile önceydi. Hala görüntüleri aklımdadır. Avşar Bugünün Saraylısı'na yeniden can verecek. 

Sonraki proje, 1960'larda Filiz Akın'la Cüneyt Arkın'ın birlikte oynadıkları Fakir Gencin Romanı filminin dizi olarak yeniden çekileceği. Dizinin kadın başrol oyuncusu olarak Fahriye Evcen'i düşünen Şükrü Avşar ayrıca Tomris Giritlioğlu'yla da bir başka dizi çekecek.

Tüm yapacağı işlerinde iddialı olduğunu söyleyen Avşar ''dizilerimiz bağımlılık yaratacak'' demiş. Hadi bakalım.

Ben yazmadan olmazdı

 

Hani çok okunan köşe yazarları illa da bahsediyorlar ya son zamanlarda gıcık oldukları mevzulardan, işte ben de sıralayayım dedim.

1. Şu adı malum reklamda sesini duyduğumuz Ferhat Göçer'e saydıranlara gıcığım ben de. Öyle çok saldırdılar, öyle çok yazdılar ki adamın hakkında yani gizliden gizliye sevmeye başladım Göçer'i.O da dayanamadı sonunda itli, köpekli bir tweet attı. Neyse bir kaç gün de bu konu edilir iyi oldu aslında. Ayrıca da ben kötü bulmadım, abartmanın da alemi yok yani.

2. Burcu Esmersoy'u da herkes yazdı ''kötü sunuyor, solaryuma nereye gitmiş, makyajı feci'' filan diye. Aynı düşüncedeyim. Ahmet Hakan'ın onun hakkında köşesinde ''şarkıcı Günel'in klibindeki kariyeri en üst noktasıydı, orda kalmış'' yazmasıyla beni benden aldı, kendisine ufaktan bir sempati duymaya başladım ben de.

Aklıma Takılanlar

 

1. Rexona reklamında havluyla dolaşan kıza niye hala kimse tecavüz etmedi?

2.Niye aileli tüm reklamlarda illa da kayınvalide var?

3.Bu devirde, salonunda son model eşyaları olan bir evde neden bulaşık makinesi yok? O kadına yazık değil mi, minik Ali yürüyor annesi bulaşık yıkıyor. Evdeki kazulet gibi kız da anama bir yardım edeyim demiyor.

4.Hani bir peynir reklamı var ya, mutfaktaki herkes (kayınvalide de var) masanın etrafında oturup şarkı söylüyor ''hani bizim peynirlerimiz nerde'' diyorlar. Hah işte o aileye ya peynir yaramıyor, bir daha o markayı yemesinler ya da akıllarından zoru var hepsinin. Ya anneye ne demeli? O kadar insana peynir bölmeye çalışırken hiç ''olamayacak'' kadar neşeli bir anne! (öyle anne henüz doğmadı, biliyorum çünkü ben de bir anneyim).

5.AXE reklamındaki kızların salak gibi gösterilmesi iyi bir şey mi? Vücutları güzel ama!

6.Şimdi fark ettim, Ferhat Göçer'in reklamını kısaltmışlar! Yazık oldu adama be.

Drama Queen

 

twitter.com/yazmakiyigelir

Diğer yazıları için tıklayınız