Popüler Sinema

Daha ilk bölümden dizinin kurgusunda bir çok hata bulmuştum ve bunları da daha önceki yazımda dile getirmiştim. İkinci bölümde biraz daha düzelmiş, tempoyu biraz daha yükselmiş bulmuştum. Ama yine de dizide beni rahatsız eden bir şeyler vardı sanki. Yazılarımı takip edenler bilirler, ben burada diğer yazar arkadaşlardan ayrı olarak ‘izleyici gözüyle’ yazıyorum fikirlerimi. Ki 20 Dakika için söyleyebileceğim şey de; dizide bazı taşların yerine tam oturmadığı olacaktır. Eksik bir şeyler var.

Bunları düşünürken duydum ki 20 Dakika’nın yönetmeni Serdar Işık’la senaristi Kerem Deren arasında anlaşmazlıklar olmuş, bazı tartışmalar çıkmış ve Serdar Işık diziden ayrılmış, onun yerine de Uçurum’dan bildiğimiz Ali Bilgin’le anlaşma yapılmış.

Serdar Işık aslında reklam yönetmeni. Vodafone, Fiat, Pegasus reklamlarının bazılarında onun imzası var. Reklam yönetmenliğiyle dizi ya da film yönetmenliği ayrı şeyler. Işık’a ‘’Oyuncuları benim istediğim şekilde oynatamıyorsun’’ diyen Kerem Deren, belki de en başta bir reklam yönetmeniyle anlaşmakla hata etmiş. Dizide veya filmde ekip önemli ama yönetmenin yeri apayrıdır. Gerçi Ay Yapım bu konuda farklı bir açıklama yapmış; Işık’la sadece 5 bölüm için anlaşma yapıldığını, görevini tamamlayan Serdar Işık’ın diziden ayrıldığını, bundan sonraki bölümlerde Ali Bilgin’le çalışılacağını duyurmuş.  Ali Bilgin’se Arka Sıradakiler ve Öğretmen Kemal dizilerinde, Bayrampaşa Ben Fazla Kalmayacağım ve Dersimiz Atatürk filmlerinde ikinci yönetmenlik yaparak kendini yetiştirmiş, daha sonrasında da Al Yazmalım ile geçen yıl iki sezon ekranlarda yer alan, iyi bir izleyici kitlesine ulaşmış olan Uçurum’da yönetmenlik yapmıştı. Bu haliyle Bilgin, 20 Dakika’nın bundan sonraki bölümleri için uygun bir isim gibi gözüküyor.

Ve fakat: Bundan sonraki bölümlerde, senaristinin ‘’yazdıklarını olduğu gibi çekecek’’ olan yönetmene rağmen 20 Dakika’nın istenen performansa ulaşabileceğini sanmıyorum. Peki neden? Çünkü Tuba Büyüküstün kötü bir oyuncu. Ayrıca cezaevi müdürü sinir bozucu bir tip(sevemedim). Başkan başkan dedikleri (derdim çok iyi oyuncu olduğunu bildiğimiz Metin Çekmez’le değil, o karakterle alakalı)bir kalburüstü karakter var ki izlerken illet ediyor beni. Fırat Çelik, Büyüküstün’den üç tık daha berbat oynuyor ve de dublajı çok kötü. Ve ne yazık ki konu dolap beygiri gibi, hiçbir yere gitmiyor, olduğu yerde dönüp dolaşıyor.

Yani neymiş, yönetmenini değiştirsen de muhteşem performans sergileyen İlker Aksum’a rağmen bu dizinin reytingleri düşermiş.

Sevdiğim bir reklam daha:

Biliyorsunuz işte, ben tam bir reklam manyağıyım. Nedendir bilmiyorum seviyorum reklam izlemeyi. Son zamanlarda bir reklam var acayip seviyorum. Begüm Kütük Yaşaroğlu’lu Sarelle reklamı! Hani Begüm Kütük hamile, bebek karnından ‘’anneee anneee’’ diye bağırıyor filan. Çok tatlı, şirin bir iş olmuş. Ayrıca bebeğin de ‘minik Erdil’ oluşu çok güldürdü beni! Bazıları çok kötü buluyor Sarelle reklamını, hatta ‘’iğrenç’’ diyenler, ‘’Ali Ağaoğlu’nun reklamı bile daha iyi’’ diyenler var. Bazıları da ‘’ne gerek var ki böyle hamile kadınlı, karından konuşan bebekli reklama’’ filan diye abartmış mevzuyu. E bir işi herkes beğenecek diye bir şey yok tabii. Ve bir şey daha: Küçük Erdil’i çizen de seslendiren de Erdil Yaşaroğlu’nun ta kendisi!

Drama Queen

twitter.com/yazmakiyigelir

Diğer yazıları için tıklayınız