Popüler Sinema

Paylaş
Dosyalar

Romantik-komediye alternatif yaklaşım

Romantik-komediye alternatif yaklaşım
“Mükemmel Plan”ın vizyona girmesiyle birlikte bağımsız sinemadaki romantik-komedi şablonuna bakış attım.

 

 

Amerikan bağımsız sinemasının kökenlerine bakınca sürekli bir ‘karşıt kültür’ hikayelerine yönelme, geleneksel çatıyı allak bullak etme meselesine rastlarsınız. Bunun sonucunda da karşımıza tersine tür egzersizleri ya da nev-i şahsına münhasır tür işleri çıkar. Aslında bu konuda Paul Morrissey-Andy Warhol ikilisinin yaptıkları, New Queer Cinema (Yeni Eşcinsel Sineması) akımı ve Afro-Amerikan sinemanın ‘blaxploitation’ı takiben 80’lerde ayaklarının üzerinde durması önem teşkil etmiştir. 

 

 

Bu duruma 60’ların sonundan itibaren yükselen özgürlükçü dünya görüşünü takiben Gregg Araki, Gus Van Sant, Tom Kalin, Todd Haynes gibi isimlerin ‘alt kültür’ katkısı ise bir açılım sağlamıştır. Woody Allen’ın “Annie Hall” (1977) ile türe felsefi bir süreç kazandırması ise bu konuda bir yan etki yaratmıştır. Son 15 yılda ise Amerika’nın büyük şehirlerindeki entelektüel sınıfı ya da eşcinsel kültürü hedef alan bir alan üremiştir.. O da özgürlükçü romantik-komedi, anti-romantik-komedi gibi kavramlarla anılabilir. Kadın, siyah, lezbiyen, homoseksüel, biseksüel hikayeleri ya da cinsellik, donörlük, ebeveynlik, taşıyıcı annelik meseleleri bu sayede bir evlilik karşıtı söyleme bürünmüştür.

 

Bu filmler Jennifer Westfeldt, Julie Davis, Lisa Cholodenko gibi isimlerin imzalarıyla yoğrulmaları bir kenara esasen alternatif temaları kendini iyi hisset düşüncesiyle kavramalarıyla öne çıkmıştır. Alt kültür ya da karşıt kültürün istediklerini yerine getirmiştir. Hollywood’daki tür filmlerindeki heteroseksüel olanın galip geldiği, mutlu olduğu ve evlendiği süreç böylece ‘yüz takmasız’ bir şekle bürünmüştür.

 

 

Aslında bu durum karşısında böylesi film üreten yönetmenler ürerken, “İki Kadın, Bir Erkek”in (“The Kids are All Right”, 2010) eşcinsel evlilik meselesini ele alıp onu biraz muhafazakar bir söyleme büründürmesiyle Oscar adayı olduğu görülmüştür. Bu düşünsel tartışmaların ya da metinlerin artık ciddiye alındığını da kanıtlar. Yani Hollywood’da daha ziyade dışlanan, komedi malzemesine çevrilen ya da küçük düşürülen siyahlar, eşcinseller bir şekilde ana karaktere dönüşüp haklarını yerine getirme algısıyla sarılmışlardır.

 

Bu konuda örneklemeler fazlaca yapılabilecekken “Late Bloomers” (1996), “Chasing Amy” (1997), “Kissings Kessica Stein” (2001), “Eating Out” (2004), “Love, Ludlow” (2005), “Trust the Man” (2005), “Ira ve Abby” (“Ira and Abby”, 2006), “Mükemmel Plan” gibileri defodan çok bir yaşam tarzıyla ilgilenen filmler üreterek büyük orandan bu ezberi bozan, anti-kahramanların öne çıktığı eserleri eşcinsel kimlik tercihlerinin devreye girmesini öne çıkarmıştır. Bunun yanında cinsellik meselesi ana kaynağa dönüşürken Hollywood’da da romantik seks komedisi adına bağımsız filmlerin giriş yaptığı bir değişim devreye girmiştir.

 

Yakın zaman eşcinsel hikayelerini de görürsek veya böylesi Woody Allen filmlerinden alıntılanan felsefi duruşları görmeye kendimizi hazırlamalıyız. Zira artık devir değişti, çekirdek aile kavramının yerinde yeller esiyor. Elbette John Sayles’in “Lianna” (1983) ile lezbiyen bir ruh tercihi yapmasının yanında Todd Solondz gibilerinin varlığı da bu konuda bir kıstas, cüret oluşturuyor. Tabii “Touch of Pink” (2004), “Imagine Me and You” (2005), “Balık Hafızası (“Golfish Memory”, 2004) gibi Büyük Britanya kaynaklı böylesi eserleri de unutmamalı.

 

Dosya: Kerem Akça

 

twitter.com/kerem_akca

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter