Popüler Sinema

Paylaş
Dosyalar

İçinden "Uçak" geçen filmler

İçinden "Uçak" geçen filmler
Üye: Kerem Akça “Öldüren Hata”nın DVD’sinin çıkmasını ve Robert Zemeckis’in “Uçuş”unun vizyonunun yaklaşmasıyla birlikte sinemada ‘uçak’ı bir parçasına dönüştüren filmler arasında yolculuğa çıktım.

 

 

Sinemada çeşitli objeler, motifler ve metaforlar bir plan-programa hizmet eder. Çekim haritasının bu doğrultuda kurulmasıyla da aslında storyboardlardan bütçeye kadar son derece keskin işlemlerden geçmeniz şart hale gelir. Bazı ‘toplu taşıma araçları’nın Hollywood’a, bazılarının ise Avrupa’ya uygunluğu da aslında kaçınılmazdır. Örneğin Türk sinemasında ‘taksi’ çok fazla yer tutar. Bunun yanında ‘otomobil’ de kullanılabilir. Tren ise çeşitli dönemlerde devreye girer. Ama uçağın bir hakimiyeti yoktur.

 

Zira uçak, bütün türlerine uzanarak ‘pahalılığı’ ve ‘görkemi’ ile bir ‘Hollywood’ nesnesidir. Ama nasıl 60’ların sonunda ve 70’lerde tren ile araba ‘hız yükseltme’ objesine dönüşüp ‘aksiyon’ adına ‘kilit’ işlev verdiyse, uçak için de bu kadar net şeyler söylemek kolay değildir. Genelde bir ‘ulaştırma’ objesi olarak kullanılan uçak, çeşitli hikayeler üretmekte de sıkıntı çekmemiştir. Ama çoğu zaman arka planda kalıp metaforik ya da alegorik anlamları üzerine kafa yorulmamasıyla ‘görünmez’lik pelerini giymiştir.

 

 

Eskilerde ‘uçak kazası’ ya da ‘pilot hikayesi’ adına “Cast Away” (2000), “Six Days Seven Nights” (1998) gibi yaşam mücadelesi serüvenlerine etkileyen “Lost Horizon” (1937), “Here Comes Mr. Jordan” (1941) gibi fantastik komediler ile “Wings” (1927) ve “Only Angels Have Wings” (1939) gibi “Top Gun”ı (1986) etkileyen epik aşk filmleri üretmiştir. Bu noktada da aslında bireysel pilotluk ile birilerinin sorumluluğunu alan pilotluk birbiriyle ayrılır. Birincisi için Hollywood yarı biyografik bir hikaye yazabilirken, ikincisi toplumsal ya da politik bir uzantıya sahiptir.

 

 

“Sky Captain ve Yarının Dünyası” (“Sky Captain and the World of Tomorrow”, 2004) gibi teknolojik anlamda çığır açan steampunk bilimkurguların özgünlüğünü de bir parantez içinde not düşmek lazım. Ancak uçak odaklı hikayeler buna odaklı yürümekten ziyade ‘kapalı alan gerilim’iyle bağ kuran süreçlerin izinden gider. Bu durum ya bir korku mizansenine, ya genelgeçer bir gerilime ya da politik katmanları olan bir siyasi gerilime uzanır. Bunların ise çok kalıcı olduğu pek görülmemiştir.

 

 

Birincisine “Son Durak” (“Final Destination”, 2000), “Snakes on a Plane” (2006), “Öldüren Hata” (“Panic Button”, 2011) gibileri dahil edilecek olsa da bu yargıda daha ziyade “Kehanet” (“Knowing”, 2009) ve “The Medusa Touch”ta (1978) gördüğümüz felaket objesinin düşürülüşü ana malzeme haline getirilmiştir.

 

 

İkincinde ise seriye dönüşen “Turbulence” (1997) başta olmak üzere “Gece Uçuşu” (“Red Eye”, 2005) ve “Uçuş Planı” (“Flightplan”, 2005) gibi örnekler vardır. Ancak esas önemli olan, 1990’larda ilginç bir şekilde artan ‘terörist uçağı esir aldı’ meselesinin üçüncü koldan siyasi bir metinler silsilesi oluşturmasıdır. Bu noktada da genelde bir ‘yiğit’ karakter devreye girip içeriyi karıştırır, meseleyi açığa çıkarmaya çalışır. 

 

 

“Havaalanı” (“Airport”, 1970) bu konudaki mihenk taşlarından olarak sıyrılıp “Passenger 57” (1992), “Executive Decision” (1996), “Air Force One” (1997), “Uçuş 93” (“United 93”, 2006) gibilerini etkilemiştir. Böylece 11 Eylül meselesinin etrafında dönen sürecin Hollywood’un Nostaradamus’lüğüne katkıda bulunmasını sağlamıştır.

 

 

Elbette bu genelgeçer şablonların yanında “Aklı Havada” (“Up in the Air”, 2009), “Göklerin Hakimi” (“The Aviator”, 2004) gibi içinden uçak geçen serbest filmleri bulmak ya da “Tears of the Sun” (2003), “Rescue Dawn” (2006), “Düşme Bölgesi” (“Drop Zone”, 1994), “Air America” (1990) gibi uçaktan atlamayı genelde savaş bölgesinde gerçekleştiren eserlerle yüzleşmek de mümkündür. 

 

Ancak uçağın metaforlaştırılma süreci çok yoğun ve belirgin değildir. Aksine ulaştırma aracı olarak kullanılıp hatırlanması mümkündür. ‘Rehin alma’ odağında da fazlaca işlev vermesiyle bilinip, saygı duyulur ya da bir gerilim aracına dönüşür.

 

 

 

Dosya: Kerem Akça

 

 

twitter.com/kerem_akca

 

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

ELEŞTİRİLER

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Kısa Film ve Kapitalizm İlişkisi

Fırat Sayıcı

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter