Popüler Sinema

Marla/Fight Club (1999)

En az filmdeki diğer karakterler kadar enteresan bir karakter Marla. Kendini iyi hissetmek için kendisiyle uzaktan ya da yakından alakası olmayan terapi gruplarına katılıyor, intihar ederken bile sinir bozucu sakinliği koruyor, dış görünümündeki bütün gotik unsurları kişiliğinin birebir yansıması olan, çok da görmeye alışkın olmadığımız bir portre çiziyor ve Helena Bonham Carter'ın kendine özgü oyunculuğu ile takdirleri üzerine topluyor.

Vianna Rocher/Chocolat (2000)

Bağnaz ve içe dönük bir kasabaya renk getirir Vianna. Masal kahramanlarını kıskandıran bir sahne ile girdiği kasabada, dokunduğu birçok şeyi değiştirir. Güçlü karakteri ve becerisi ile kiminin derin sevgisini kiminin ise kıskançlıkla dolu nefretini kazanır. Ve tabi ki Juliette  Binoche da bu rolle bir kez daha izleyicilerin hayranlığı...

Nina Sayers/Black Swan (2010)

Hırsın bir kadın bedenindeki yansımasıdır Nina. Hayatı baleden ibaret olan bir kadın başarı ve mükemmellik için neler yapabilir, hangi sınırları nereye kadar zorlayabilir gösterir bizlere.

Dorothy Vallens/Blue Velvet (1986)

Ruh halinde derin çelişkiler yatan Dorothy, David Lynch’in bilinçaltının kanlı canlı yansımasıdır. Onun yarattığı sembolik dünyanın baskı altındaki tuhaf kadını, en anlaşılır içgüdüsü olan anneliği de bünyesinde barındıran kaotik bir karakter çizer. 

Marjane/Persepolis (2007)

Marjane Satrapi, listedeki diğer karakterler gibi yaşanılanların bir yansıması değil, %100 gerçektir. Yaşadıkları, her türlü baskıya karşıt duruşu onun hayatının bir parçasıdır. Böylelikle de gerçek bir ilham kaynağı olarak akıllarda yer etmiştir.

Nawal Marwan/Incendies (2010)

Ortadoğu coğrafyasının acımasız tabiatında yaşamı kendinden başka herkes yüzünden paramparça olmuş bir kadın Nawal. Kırık dökük ordan oraya savrulurken verdiği yaşam savaşı ise hem oldukça trajik, hem de şok edicidir. 

Jennifer/I Spit On Your Grave (2010)

Günümüz kadınlarının ne yazık ki yoğun bir biçimde maruz kaldığı şiddetin ağır bir madurudur Jennifer. Fakat bu durumu kabullenmek yerine karşı atağa geçer. Herkesin izlerken "Oh olsun!" dilekleri ile desteklediği Jennifer, etik olmasa da haklı mücadelesi ile akıllara kazınan kadın karakterlerden biri haline gelmiştir.

The Bride/Kill Bill 1-2 (2003-2004)

Hamile olduğunu öğrenmesi ile hayatında kırılma yaşayan, Tarantino’nun kadınlarının intikam sembolüdür The Bride. Eski sevgilisi ve takım arkadaşlarına açtığı savaşta her yol mübahtır, bize sadece onu izlemek kalır.

Amy Dunne/Gone Girl (2014)

Bu seferki kadın karakterimiz hepimizin sinirlerini bozacak derecedeki psikopatlığı ile bizleri şaşkına çeviren Amy Dunne. Bir erkeğin hayatını mahvetmek konusundaki stratejik çalışma yöntemi ve oyun içinde oyunculuğu ile hayranlık(!) uyandırması ise işten bile değil.

Satine/Moulin Rouge! (2001)

Adeta bir Yeşilçam kadını Satine. Aşkı için yaşadığı hayatı değiştirmeye çalışan, bunu yaparken de başına gelmedik entrika kalmayan ve herkes tarafından istenilen kadın olan Satine, sempatik tavırları ve güzelliği ile sinemanın unutulmaz kadın karakterlerinden biri haline gelmiştir.

Justine/Melancholia (2011)

Lars von Trier’in “melankoli” halini iliklerimize kadar hissetmemizi sağlayan kadını Justine. Mimik ve jestleri ile ruh halini izleyiciye çok iyi anlatmakla kalmaz aynı zamanda da kıvrandırarak yaşatır. 

Emily/Corpse Bride (2005)

Listenin belki de en sevimli karakteridir Ölü Gelin Emily, her ne kadar ironik olsa da… Ölümden sonra bile gerçek aşkının peşindedir. Victor ve Victoria'nın hikayesinde ona yer olmasa da Tim Burton’ın hayal gücü ve iç dünyasının bu "güzel" ürünü hepimizin kalbindeki yeri çok özeldir.