Popüler Sinema

Paylaş
Röportajlar

Behzat Ç.’nin farkı cesur senaryosuna ve seyirciyi küçümsememesine bağlı’

Behzat Ç.’nin farkı cesur senaryosuna ve seyirciyi küçümsememesine bağlı’
Üye: Banu Bozdemir Behzat Ç.’nin kravatlı, takım elbiseli Cevdet’i Berke Üzrek’le bir kısmını burada yayınlayamadığım uzun bir röportaj yaptık. Oyuncuların tabii ki bazılarının değişik bir algısı oluyor. Hayatın yarısında rol yaptıklarını bilenler ve bunun farkında olanlar için gerçeklikleri daha baskın oluyor. Üzrek’le çokça Behzat Ç.’den, beslenmeden, yeni projelerden, oyuncu olmanın avantaj ve dezavantajlarına kadar her şeyi konuştuk. Keyiflice okumanız dileğiyle…

 

İzleyici sevdiği karakterin rolünün nereye gideceğini merak eder, bir gün ölür mü ya da rolü başka bir şeye dönüşür mü diye? Oyuncular cephesinde durum nedir?

 

Bizde senaryolar haftadan haftaya yazıldığı için oyuncunun performansı önemli oluyor. Oyuncu senariste alternatif sunabiliyorsa, malzeme veriyorsa genelde yazarlar bunu değerlendiriyor. Rolünü iyi oynamak gerekiyor. Belki senaristin kafasında farklı bir şey yaratırsın ve o da senin üzerinde çalışabilir. 

 

Bu konuda karar veren senarist midir? 

 

Evet, eskiden farklıymış tabii. Televizyon işlerinde yönetmen çok daha otoriter bir durumdaydı ama artık yapımcı da var senaristte. Tabii onlar daha iyi bilir, ben sana gördüğümü söylüyorum. 

 

Dizilerde yönetmenler sık değişiyor, Behzat Ç.’de de üç yönetmen çalışıyor. Tabii ki dizilerin temposuna ayak uydurmak zor. 

 

Yurtdışında da iki ya da üç yönetmen çalışır. İşi canlı tutmak adına da bir deneyimdir o. Farklı yönetmen farklı tarz. Oyuncu için de yenilik. Biz de öyle çalıştık geçen yıl. Serdar Akar, Zekeriya Kurtuluş ve Gündoğan Ümit Karaca. Yönetmenin beceriksiz ya da yetkin olmaması değil bir dinamizm katacağını düşündükleri için. Ama evet yönetmenler değişebilir, aslında baktığınızda herkes değişebiliyor. 

 

O zaman diziler yapımcıların ki zaten öyle… 

 

Ama artık kanallarda karışıyor. Oyuncu şu olsun, yönetmen bu olsun diyebiliyor. Yani bir dizi meydana getirilikten herkes karışabiliyor artık. 

 

Peki oyuncunun fiyatını kim belirler? 

 

Onu  oyuncu kendisi belirler, o farklı işte. Belirli aralıklar var, o senin popülaritene göre değişiyor. Üç dört aralık var yani fiyatlandırmada. 

 

Behzat Ç.’ye gelecek olursak bana göre filmin en aykırı karakterlerinden biri sensin. Düzgün olmak aykırı adeta dizide. O kadar uçuk karakter arasında sakin kalmak? 

 

Cevdet’in motivasyonu iki sezondur farklıydı. Senarist arkadaşım benim gibi bir oyuncunun potansiyelini normalde üç sezon içinde üst seviyeye taşırdı. Ama o iki seneye yaydı o da benim için bir avantaj oldu. Rolüm daha güzel oldu manasında eğil de oyuncu olarak beni hiç tekrara düşürmeyen senaryoydu. Her bölüm Cevdet mesleği adına başka bir şey fark ediyor. Bu da benim rolü dinamik tutmamı  ve geliştirmemi sağladı. Behzat Ç. benim için diğer projelerden daha farklı oldu. Genelde karakterin hikayesi ilerler ama Cevdet’in kişiliği ve içeriği oturdu. 

 

Senariste Cevdet’le ilgili önermelerde bulunuyor musun, bulundun mu? 

 

Ben Cevdet’in kravatlı, takım elbiseli halinden çok memnunum. (Gülüşmeler) Öyle bir potansiyeli ortaya koyacaktır yazar ama son (üçüncü) sezonda olur diye tahmin ediyorum. Biz aceleci değiliz. (Gülüşmeler) Ben öyle biri değilim. Oynamak istediğiniz bir karakter var mı diye sorarlar ya. Yok. Her karakter, her proje farklıdır. Ben kendi karakterim için değil ama diğer karakterleri ve dizinin gidişatını merak ediyorum. Senaryodan ve senaristlerden kaynaklı bir şey. Daha önce heyecanla beklediğim, haftaya ne olacak acaba dediğim bir dizim olmadı. Son beş bölümü yazarken sezon sonunda ne olacak diye merakla bekledim yani.  Ercan’la (Erdem) arkadaşız ama iş konuşmayız. 

 

Gelelim yakışıklı olmaya ama bu kadar düzgün durmaya. Çok yakışıklı bir adamsın ama çok da nevi şahsına münhasırsın. Bu tercihlerle ilgili galiba? 

 

Magazin biz de o kadar basit algılanıyor ki aslında kimsenin kimseden haberi yok. Benim filmime geliyor adam ama beni bile tanımıyor. Ben de anlayamıyorum nasıl olduğunu. Bir yandan da benim hiçbir zaman ünlü – şöhret olmakla ilgili bir çabam olmadı. İşinizi iyi yaptığınız zaman ünlü olursunuz ama sadece oyunculukla ilgili değil. Mesela camınız kırıldı. Şu camcı iyidir derler, o da işinde ünlüdür yani. Ama biz de şöhretli olma işi var. Ortaya çıkıp sürekli gündem de olmak falan. Ben bu konuda tercih kullanmıyorum, neyse onu yaşıyorum. İşin sükse yapması başka, izleniyor olması başka bir şey. Behzat Ç.’nin bir süksesi var. 

 

En son rol aldığın sinema filmi Küçük Günahlar’da tamamen farklı bir tiptin, filmi kapsayan üç farklı tipten biri. 

 

Orada üç farklı zaman çizgisi vardı. Geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman çizgisi. Kız gelecekle ilgili bir durumda, Macit Koper geçmişle ilgili, Melik’de şu andaki durumu yansıtıyordu. Anlık yaşıyor. Gelecekle ilgili onu bir yerde gördük yurtdışına gitmek istiyor ama o da burada iyi hissetmediği için. Daha iyi olur muyum diye düşünüyor. Melik tabii şunun farkında değil. Burada iyi değilsen hiçbir yerde iyi değilsin. Dayak yiyor falan, sonra ayağa kalkıp meçhule doğru yürüyor. Benim için en önemli sahnelerden biriydi o. Orada farkına varıyor çünkü. 

 

İlk filmini çeken bir yönetmene destek olma fikri?

 

Sonuçta biz destek olacağız ki onlar da çeksin. Ben de o sayede bir filmde oynamış oluyorum. Yaptığın işlerle anılıyorsun sonuçta kişiliğin değil ortadaki. Ama ne yazık ki öyle olduğunu düşünüyorlar çoğu kez. Böyle de bir handikap var.Cevdet biraz sessiz, geriden kalan bir karakter ya beni de öyle sanıyorlar.  Seçimler çok önemli ben neye göre seçiyorum. Yönetmenle tanışıyorum, senaryoyu okuyorum. Bazı senaryolar çok yaratıcı oluyor ama yönetmenin yapamayacağını düşünüyorsun. Yani hayattaki duruşuna bakıyorsun, tabii ilk filmini çeken birinin. Yoksa Nuri Bilge teklif etse senaryoyu okumadan kabul edersin. 

 

Biraz kilolu muydun filmde? 

 

Evet bira göbeği. Çok bira içiyordu ya. (Gülüşmeler) Türkiye’de öyle role göre değişme şansı yok, keşke öyle olsa. Mesela Eylül’de yeni bir film çekeceğiz. Orada uçak yapımıyla ilgili Türk Kuşu’nun bir kursu var ona katılacağım. Skala film, Osman Okkasöz çekecek, ilk filmi olacak. Tecrübeli bir reklam yönetmeni, Uğur İçbak’la birlikte çekecekler. Gerçek bir hikayeden esinlenilen bir film. 1996 yılında TÜBİTAK tarafından bir yarışma açıldı. Patent yasası gereği amatör uçak yarışmasında birinci olan uçak imha edildi. 

 

 

İlginçmiş, bir nevi Devrim Arabaları durumu. Klasik bir soruyla devam edelim. Daha çok dizilerde izliyoruz sizi ama bir ayrım yapmak mümkün mü oyunculuk konusunda hangisi diye? 

 

Sinemaya ayrılan bütçeyle dizi arasında fark var. Senede beş tane sinema filmi çekseniz bile maddi olarak zorlanırsınız. Sinemanın bütçesi belli. Sinemayı seçiyorum, televizyona tu kaka deme şansımız yok. Biz üçünü de yapıyoruz avantaj olup olmadığını zaman gösterecek. 

 

İki yıldır Ankara’dasın, hayatının büyük kısmı orada geçiyor artık.

 

Evet ben orada otelde kalıyorum. Otelde kendimi rahat hissediyorum, eve gelince bir garip oluyorum. 

 

Yani arada başka bir şey yapma fırsatı buluyor musun? Üç yılı bir dizi için vermenin pişmanlığını yaşar mı oyuncu diye merak ediyorum… 

 

Evet arada bir film çektim Saba diye. Tecrübe diye bakıyorum ben. Bugüne kadar 400-500 bölüm dizi oldu. Gencim daha. Erkek oyuncular için 30 yaşından sonra kariyer daha belirginleşir. Yazılan rolle ilgili. Kadınlar için 20-30 yaş arası daha fazladır. Anlık olarak olmasaydım dediğim işler olmuştur ama dediğim gibi hepsi deneyim. Sonuçta şöhret yükselip alçalan bir şey. Konservatuar kökenli olmayanlar birdenbire o yarattığı dünyanın içinde kendisini buluyor ama kalıcılık sorunu var. Bundan üç dört sene evvel en iyi oyuncumuzu türkücü bir arkadaştı. Şimdi manken bir arkadaşımız olarak görülüyor. Bundan rahatsız değilim tabii. Oturacak bir şeyler, Behzat Ç. o anlamda çıtayı yükselten bir iştir. Biz biraz daha cesur davranırsak her şey daha kolay olacak. Seyirci bunu izler mantığı büyük bir ahlaksızlık. Çok küçümseyen bir bakışımız var, hemen değişmesi gerekiyor. Ben bir espriye gülüyorsam seyirci de güler. O yüzden bir sürü proje emek harcanıp yayından kalkıyor. 

 

Behzat Ç. muhalif bir dizi mi? Ve öyleyse bunun diyetini ödüyor mu? 

 

Ödüyormuş gibi görünebilir ama sonuçta herkes kendi bilinci nispetinde olayları algılıyor. Bir kitapta sizin dikkatiniz çeken yerle benimki aynı değildir.  Behzat Ç’nin bir farkı var muhalif olmasından çok cesur senaryo anlayışından ve seyirciyi küçümsememesinden geliyor. Herkesin bildiği şeyler, gizli kapaklı bir şey yok yani. Nasıl aktardığın da çok önemli, bilinçaltının algısı önemli. Beş yıl önce bir kitapta okuduğun cümle sana ilham kaynağı olabiliyor. Sanatta düşünce yok aslında ya da kameranın start noktasıyla kayboluyor ve sen elinde eteğinde ne varsa dökmeye başlıyorsun. 

 

Filminin çekilmesine ne diyorsun Behzat Ç.’nin… 

 

Çekilsin tabi. Bizim dizimizi Ercan Mehmet Erdem yazıyor, filmin senaristi ise Emrah Serbes’ti.  Filmde beklenti neydi bilmiyorum ama biz diziyle bir sükse yarattık. Filmde ilginç bir yan vardı bunu kimse söylemedi. Polisiye macera filmi izledik ama hiç kan dökülmedi, silah patlamadı. Burada Serdar Akar’ın tecrübesi ortaya çıkıyor. Dediler ki Behzat Ç.’nin daha iyi bölümleri var. Ne anlamında? Senaryo dediler. 

 

Belki dizi bittikten sonra çekilse bunların hiçbiri denmezdi, arada çekilince oldu gibi… 

 

Çekeriz belki yine. Kamera, oyuncular, senaryo bizde. (Gülüşmeler) Tabii bilmiyorum ama ben isterim bir film daha çekmek. Bu sezonda dizi bitecek, niyet o ama bilemem. Ondan sonra neden olmasın bir film daha. 

 

Bence dizilerin tadında bitmesi çok da iyi, uzadıkça gerçeklik algısı kayboluyor, saçmalaşıyor. 

 

Şimdi Ercan tek başına yazıyor diziyi. Doksan sayfa. Biz 69 bölüm çektik nerden baksak 6000 sayfa senaryo yazmış. Bunlar kolay işler değil. Devamlı bir matematik gerektiriyor, tek başına yazmak zaten başlı başına olay.

 

Haklısın. Gelelim çok çalışıyoruz serzenişlerine. Ama bir yandan da o çalışmayla orantılı para kazanılmıyor mu? Sen ne dersin? 

 

Bütün herkes bu ülkede zorlanıyor. Oyuncular da Hollywood’u baz alırsak 40 dakikalık dizide bir milyon dolar alıyorlar. Ben de Kenan İmirzalıoğlu’ndan çok çok daha az para kazanıyorum. Böyle adaletsiz bir durum var bu sendikayla ilgili bir şey. 90 dakika bizim için değil seyirci için de fazla. 90 dakikada ne anlatılabilir ki? Türkiye standartlarına göre iyi para kazanıyoruz da neden Türkiye standartları bu kadar kötü? 

 

Evet haklısın bir yandan da oyuncuların hakları ellerinden alınıyor. 

 

Evet sanata karşı bir soğukluk var. Sanatçıya karşı da. Neoliberal politika. Kurumu değil de kişiyi suçlayan.  İçinde bulunduğumuz sistem düşünmeye müsaade etmiyor. Yediklerimiz ve içtiklerimiz. Kutu colanın içindeki alüminyum insanın titreşimini düşüren bir şey. Elektrikli arabaya geçilmiyor. Benzin dünya ekonomisinin büyük bir parçası deniyor. Karbondioksit salınımı azalacak benzin kullanmazsak, oksijen zeki yapan bir şey.  Diş macunundaki florid maddesi titreşimi düşürür. Dişler çok sağlıklı ama kafalar çalışmıyor. Markete gir bir tane gerçek yiyecek bulamazsın. Parayı yönetirsen hükümetleri, yiyeceği yönetirsen toplumları yönetirsin.  Bakalım birey olduğumuzu anladıkça neler yapabileceğimizi de anlayacağız gibime geliyor. Yaşama hakkımızı savunmamız lazım. Sorumluluğumuz hakkımızı yiyen biri varsa onu ortaya çıkartmak olmalı. 

 

Evet ne yediğimize ne içtiğimize dikkat etmemiz lazım… 

 

İki üç yıldır şu dikkatimi çekiyor. Benim kim olduğum değil ne yediğim içtiğim önemli aslında. Ağzıma ne atıyorum? Ağzıma ne bulursam atıyorum. (Gülüşmeler) Biz buna alıştırılmışız. Vitaminler bir sır gibidir, onu nerden alacağını bilmezsin, öğretmezler. Bunları geri plana itip suni gündemlerle uyutuluyoruz. Kariyerin ne, kaç paran var tarzında! İnsanlar üstün ama ne kadar aciz ve küçük oldukları öğretilip duruyor habire. 

 

Evet tekrar filme dönecek olursak The Marmara isimli filmle ödül kazandın? 

 

Film kısa ama aldığımız ödülün kısa metrajla ilgisi yok. Altı tane film yarışıyordu, ben oyuncu olarak adaydım. Diğer beş film uzun metrajdı. Sporting Rol dedikleri bir kategoriydi. 

 

Sinemamızın gidişatı hakkında neler söylersin, herkes film çekiyor ayrımlar vs oluşmaya başladı. Minimal, popüler ayrımları var? 

 

Onlar biraz zorunluluktan oluyor. Biz Saba diye bir film çektik ve buna bir isim koymadık. Seyirci gelirse gişe, gelmezse festival filmi diyorlar. Nuri Bilge gibiler bazı janrlar yakalamışlar onlara deriz festival filmi çekiyor diye. Film çekmekte sakınca görmüyorum, herkes film çeksin bence. Yapa yapa öğreneceğiz bence. Biz farklı bir algıdayız ama dünya bize ilgi duyuyor. Biz beklenmedik olanı yapıyoruz, zihni şartlamıyoruz. 

 

 

Dizi, sinema oyuncuları için genel kanı dağınık yaşadıkları, içtikleri vs… İçeriden biri olarak neler söylersin, sen dikkat ediyor musun dizi çekerken? Ya da bu kanı ne kadar doğru? 

 

Oyunculukta içme muhabbeti oluyor. Ben de o aşamalardan geçtim ama sonra fark ettim ki ne kadar ayıksam o kadar yaratıcıyım. O yüzden bunu iş edindim. Set bittikten sonra bir yerlere içilmeye gidiliyorsa ben soda içiyorum genelde. Genç oyuncu arkadaşlar dikkat etsinler ama. Oyunculuk zor, iş bulmak, kariyer edinmek zor. Yetenek ve şans önünüze konuyor, oradan yürüyün deniyor. 

 

Oyunculuk yapmaya devam edeceksin değil mi? Senin için bağımlılık yapan bir durumu var mı? 

 

Şu an yapabildiğim en iyi şey bu. Yapabildiğim sürece yapmaya devam edeceğim. Yakışıyor diye düşünüyorum bana. Ama oyunculuk garip bir iş bir anda vezir de olursun rezil de! 

 

Yeni sezonda seni nerelerde izleyeceğiz? 

 

Behzat Ç’de devam edeceğim. Saba diye bir film var. Antalya Film Festivali’ne katılmayı düşünüyoruz. İsmi ‘Size mi kaldı’ isimli o uçak filmini çekeğiz. Kayseri’de. İki üç proje daha var aslında hepsi sinema filmi. Ben sinema konusunda biraz daha ilerlemekten yanayım. Odak noktam sinema. Behzat Ç. ile güzel bir dizi yapıyoruz zaten. Çok da planlı yaşamayı sevmiyorum. Şimdiki zamanın önemli olduğuna inanıyorum. Geleceği kurguladıkça şimdiyi kaçırıyoruz, mutsuz oluyoruz. 



Röportaj: Banu Bozdemir

 

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter