Popüler Sinema

Paylaş
Eleştiriler

Bir Ailenin Çözülüşü

Bir Ailenin Çözülüşü
(4.0/10)
Üye: Murat Kızılca
William Friedkin ismi zikredilince, akla ister istemez korku klasikleri arasında yer alan Şeytan (The Exorcist, 1973) geliyor. Daha sonra Kanunun Kuvveti (The French Connection, 1971), Dehşetin Bedeli (Sorcerer, 1977) ve Devriye (Cruising,1980) gibi çizgi dışı filmleri ile anılıyor 1935 doğumlu yönetmen.

 

’80 sonrası üretimlerine bakıldığında, öyle çok fazla öne çıkan bir yapımla karşılaşmıyoruz. Tracy Letts’in oyunundan uyarlanan ve paranoya, aşk, komplo teorileri gibi ana başlıklarla ilgilenen 2006 yılı yapımı Böcek (Bug), belki diğerlerinden bir adım daha önde duruyor. Yönetmenin bu hafta gösterime girecek son filmi Katil Joe da gene Tracy Letts’in aynı isimli oyunundan uyarlanmış. 

 

Ufak çapta torbacılık yapan Chris Smith, zulasını kaptırınca malın sahibi Digger’a 6.000 dolar borçlanır. Babası Ansel, üvey annesi Sharla ve kız kardeşi Dottie ile beraber yaşayan Chris, 50.000 dolarlık hayat sigortası olduğunu öğrendiği öz annesi Adele’i öldürterek sigortadan parayı almanın ve bu şekilde borcunu kapatmanın tek çözüm yolu olduğuna inanır. Sigortanın lehtarı Dottie olduğu için konuyu babasına açar ve onu ikna etmeyi başarır. Chris, Joe Cooper isimli polisin aynı zamanda kiralık katil olarak hizmet verdiğini öğrenir ve onu annesini öldürmesi için kiralar. Katil Joe, hizmetinin bedeli 25.000 doları peşin ister. Chris, parayı sigortadan aldıktan sonra vereceğini söyler. Bunun üzerine Katil Joe, karşılaştığı andan itibaren etkilendiği Dottie’yi parasını alana kadar alıkoymak ister. Çaresiz kalan Chris ve Ansel, teklifi kabul eder. Bundan sonra işler iyice karışır ve zaten zar zor ayakta kalmayı başaran ailenin domino taşları gibi yıkılması uzun sürmez. 

 

Katil Joe, dibe vurmuş Texaslı bir ailenin çözülme ve çöküş sürecini anlatıyor. Baba Ansel, hiçbir olaya müdahale edemeyen ya da etmeye gücü olmayan, olayları akışına bırakan ve kendi yakın çevresinde olan bitene seyirci kalan, pasif biri. Bir oto tamircisinde çalışan Ansel, maddi gücü de olmadığı için her şeyden elini ayağını çekmiş ve başarısızlığını kabullenmiş, anlamdan yoksun bir yaşam sürüyor. Üvey anne Sharla, tutkularının esiri bir kadın. Bir pizzacıda garson olarak çalışan Sharla, kocasını başka erkeklerle aldatarak, seksi tek kaçış yolu olarak görüyor ve bu sayede hayatına anlam katmaya çalışıyor. Oğul Chris, bir baltaya sap olamadığından ufak çapta uyuşturucu satıcılığı yaparak gününü kurtarma derdinde. Ailenin küçük kızı Dottie ise bir başka âlem. Bakireliği ısrarla vurgulanan Dottie, ailenin bozulmamış, masum kalmış tek ferdi. Ancak o da uyurgezerliği ve garip konuşmaları ile bu dünyaya ait değilmiş gibi bir his uyandırıyor. Smith ailesinin bu hale gelmesinden sorumlu olan kendileri mi, yoksa sistem mi? Film, bu sorunun cevabını seyirciye bırakıp, ailenin çöküş sürecine odaklanmayı yeğliyor. 

 

Filmin asıl kahramanı Joe Cooper, ailenin çöküş sürecinde adeta bir katalizör görevi görüyor ve zaten malum olan sonu hızlandırıyor. Aslında Katil Joe, unutulmaz İtalyan sinemacı Pier Paolo Pasolini’nin 1968 tarihli Teorema’sını fazlasıyla anımsatıyor. Teorema‘da da Terence Stamp’in can verdiği ‘ziyaretçi’, varlıklı bir aileyi ziyaret ediyor ve ailenin hayatını allak bullak ettikten sonra evi terk ediyordu. 

 

Senaryo gereği filmin bütün yükünü omuzlanmak durumunda kalan Joe Cooper rolündeki Matthew McConaughey, inandırıcı bir kötü adam portresi çizmekten çok uzak. Aynı üzerindeki ceket gibi, bu rol de ona bir numara büyük gelmiş sanki. Diğer oyuncular ise tekdüze karakterleri canlandırdıkları için pek kendilerini gösterme şansı bulamıyorlar. 

 

William Friedkin, çok daha zorlu senaryoların altından rahatlıkla kalkmış, yeteneği tartışılmayan bir yönetmen. Ama Katil Joe’da ters giden bir şeyler var. Film bir türlü havasını bulamıyor ve türler arasında gidip geliyor. Kara komedinin sularında gezinirken, birden ciddi bir gerilime dönüşüyor, bazı sahneler özelinde de istismar sinemasının sınırlarını zorluyor. Dottie ile Joe’nun akşam yemeği sahnesi ile Joe’nun Sharla’yı öldüresiye dövdüğü sahne, istismar sinemasının sınırlarında gezinen, hazmı zor sahneler. Friedkin’in sert tarzını sevenlerin beğeneceği bu sahneler, ana akımın yörüngesinde kalan seyirciler için fazlasıyla zorlayıcı olacaktır. 

 

Katil Joe’nun, William Friedkin filmografisinin öne çıkan yapımlarından biri olmayacağı kesin. Coen Kardeşler tadında bir kara komedi potansiyeli bulunan hikâye, ne yöne gideceğine karar veremeyen bir karmaşaya dönüştüğünden, ortaya hiç kimseyi tam manasıyla memnun etmeyen bir iş çıkmış. Katil Joe’yu sadece Friedkin ustanın azılı hayranlarına ve yazıda bahsi geçen sert sahneleri sinemada izlemek isteyenlere tavsiye edebilirim. 

 

Murat Kızılca

twitter.com/mkizilca

YORUMLAR

Ziyaretçi Gönder

HABERLER

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ SAHİ...

43. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ SAHİ...

Gezinti

İletişim
Bize Yazın:


Gönder Max. 1000 karakter
Populer Sinema: #txt
Mesaj Gönder:
Gönder Max. 1000 karakter